Tezin Türü: Tıpta Uzmanlık
Tezin Yürütüldüğü Kurum: Yeditepe Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Dahili Tıp Bilimleri Bölümü, Türkiye
Tezin Onay Tarihi: 2016
Tezin Dili: Türkçe
Öğrenci: HATİCE ŞEYMA EREN
Asıl Danışman (Eş Danışmanlı Tezler İçin): Özlem Sönmez
Eş Danışman: Başak Oyan Uluç
Özet:
GİRİŞ VE AMAÇ: Programmed cell
death 1 (PD-1) T, B ve NK hücrelerde
eksprese edilen ve PD-ligand 1 (PD-L1) ve
PD-L2’ye bağlanan transmembran bir proteindir. PD-L1 glial tümörlerde ve
tümör ilişkili makrofajlarda eksprese edilen bir moleküldür ve PD-1’e
bağlanarak immün sistemin inhibisyonunu ve tümörün progresyonunu sağlar. Bu
tezin amacı kemoradyoterapi sonrası nüks etmiş olgularda PD-L1 ekspresyonunda
değişikliğin gösterilmesi ve bunun sağkalım ile olan ilişkisinin tespit
edilmesidir.
GEREÇ VE YÖNTEM: Retrospektif kesitsel olarak planlanmış bu çalışmaya Aralık 2005-
Mart 2016 tarihleri arasında Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde en az iki
kez beyin cerrahisi tarafından opere edilmiş, her iki operasyonda yüksek grade
glial tümör tanısı almış 38 hastadan patoloji preparatı çalışmaya uygun olan 29
hasta dahil edildi. PD-L1 ekspresyonu immünohistokimyasal yöntemle uzman bir
patolog tarafından değerlendirildi.
BULGULAR: İlk tanıda 29 hastadan tümör PD-L1 ekspresyonu pozitif olan hasta
sayısı 15 (%51.8), PD-L1 ekspresyonu negatif hasta sayısı ise 14 (%48.2) olarak bulundu. İkinci patolojilerde PD-L1 ekspresyonu
pozitif olan hasta sayısı 15 (%51.8), PD-L1 ekspresyonu negatif hasta sayısı
ise 14 (%48,2) olarak bulundu. Nüks patolojide
ilk patolojiye oranla PD-L1 ekspresyonu artan hasta sayısı 7 (%24.1)
idi. Hastalardan 9’unun (%31.1) ikinci patolojide ekspresyon oranı azalmış bulundu. Ekspresyon
oranı değişmeyen hasta sayısı 13 (%44.8)
olarak tespit edildi. Tanı anında PD-L1 eksprese eden hastaların medyan
sağkalım süresi 23 ay, PD-L1 eksprese etmeyen
hastaların medyan sağkalım süresi 26 ay bulundu. Tümör ilişkili
makrofajlarda PD-L1 ekspresyonu ilk patolojide negatif tespit edilen hasta
sayısı 10 (%34.4), pozitif tespit edilen hasta sayısı 19’du (%65.5). İkinci
patolojide tümör ilişkili makrofajlarda PD-L1 ekspresyonu negatif olan hasta
sayısı 18 (%62), pozitif tespit edilen hasta sayısı 11’di. (%37.9). Tümör
ilişkili makrofajlarda PD-L1 ekspresyonu pozitif olan 19 hastadan 5’inde(%26,3)
negatife değişim gözlenirken, 14’ünün değişmediği, negatif olan 10 hastanın
4’ünde (%40) pozitife değişim gözlenirken 6’sının değişmediği görüldü. İlk
patolojide tümör ve tümör ilişkili makrofajlarda PD-L1 ekspresyonunun ikisi de
negatif olan hasta sayısı 8(%27.6), herhangi birinde pozitif hasta sayısı 21
(%72.4) idi. Nüks patolojide tümör ve tümör ilişkili makrofajlarda PD-L1
ekspresyonunun ikisi de negatif olan hasta sayısı 10(%34.4), herhangi birinde
pozitif hasta sayısı 19 (%65.5) idi.
SONUÇ: Yüksek
gradlı nüks glial tümörlerde kemoradyoterapi sonrası tümörde ve tümör ilişkili
makrofajlarda ilk tanı ve nüks PD-L1 ekspresyonları arasında ve PD-L1
ekspresyonuna göre medyan sağkalımlar arasında anlamlı fark saptanmamıştır.