İSTANBUL MEDENİYET ÜNİVERSİTESİ 3. ENDOKRİNOLOJİ GÜNLERİ, İstanbul, Türkiye, 6 - 07 Aralık 2024, ss.21
Giriş: Immun kontrol noktası inhibitörleri günümüzde çok daha sık kullanılmakta olup yan etkileriyle çok daha sık karşılaşılmaktadır. Özellikle PD-1 inhibitörleri kanser dışı hücrelere de etki ederek hipofiz, tiroid, adrenal bezin hipofonksiyonuna neden olabilmektedir.
Olgu: 2006 yılında sol memede invaziv duktal karsinom tanısı alan hasta cerrahi sonrası kemoradyoterapi ve ardından hormonoterapi ile takibe alınmış. 2024’te sağ memede invaziv duktal karsinom nüks tespit edilen hastaya pembrolizumab ve kemoterapi başlanmış olup pembrolizumab son dozunu 20.08.24 tarihinde aldı. 25.09.24 tarihinde enfeksiyon hastalıkları servisine ateş, genel durum bozuk- luğu nedeniyle yatırılmış. Takiplerinde genel durumu daha da kötüleşen ve solunum sıkıntısı başlayan hasta, genel yoğun bakım ünite- sine devredilmiş. 9 gün boyunca genel yoğun bakım ünitesinde takip edilen hastaya ürosepsis nedeni ile geniş spektrum antibiyoterapi verilmiş. Dirençli hipotansiyon nedeni ile 8 gün boyunca hidrokortizon verilmiş. Ardından genel durumunun stabilleşmesi üzerine enfeksiyon hastalıkları servisine devredilmiş. Hasta 20 gün sonra mobilize olamaması, ileri derecede halsizlik ve baş dönmesi nede- niyle oturamaması, ayağa kalkamaması sebebiyle iç hastalıkları servisine devralındı. Antibiyoterapisi tamamlanmış olmasına rağmen yatağa bağımlı, tuvalete gidemez, iştahsız ve içe dönük bir vaziyette olan hastaya antidepresan tedavi başlandı. Istenmiş olan ACTH <5.00 pg/mL , LH 27.8 mIU/mL , FSH 50.0 mIU/mL , Kortizol < 0.50 ug/dL, Mg 1.31 mg/dL, Glukoz 94 mg/dL, Na 137 mmol/L, Kreatinin 0.69 mg/dL, Albumin 3.0 g/dL saptandı. Kortizol ve ACTH seviyelerinin düşük saptanması üzerine testler tekrarlandı. Ikinci bakılan ACTH <5.00 pg/mL, Kortizol < 0.50 ug/dL di. Hidrokortizon almasına sekonder olarak adrenal yetmezlik düşünüldü ancak hidrokortizon tedavisinin üzerinden 22 gün geçmiş olması üzerine bu ön tanıdan uzaklaşıldı. Kontrastlı kraniyal MR ve hipofiz MR çekildi. Çekilen görüntüler sonucunda sekonder adrenal yetmezliğe sebep olabilecek patolojiye rastlanmadı hipofiz bezinin boyutları hastanın yaşı ile uyumlu tespit edildi. Hastanın geçmişinde 4 kür Pemrolizumab almış olması üzerine lenfositik hipofizit tanısı düşünüldü. Sabah 10 mg akşam 5 mg hidrokortizon oral tablet başlandı. Yatakta oturmakta güçlük çekmesi nedeni ile fizik tedavi desteğine başlandı. Üç gün içerisinde tuvalete gidebilmesi ve mobilize olması üzerine taburcu edildi.
Tartışma: PD-1 inhibitörlerine bağlı pnömonit, kolit, hepatit, hipotirodizm, hipertirodizm gibi otoimmun yan etkiler görülebilmektedir. Bizim olgumuzda olduğu gibi halsizlik ve baş dönmesi yakınması olan hastalarda hipofizit mutlaka düşünülmelidir.