20. Ulusal Vasküler ve Endovasküler Cerrahi Kongresi 11. Ulusal Fleboloji Kongresi, Antalya, Türkiye, 28 - 31 Ekim 2021, ss.77
Amaç: Radial arter yoluyla yapılan koroner anjiyografi girişimlerinde femoral arter girişimlerine nazaran daha az kanama ve giriş
yeri komplikasyonlarının olması radial arter girişimlerinin daha fazla tercih edilmesine sebep olmuştur. Bu çalışmada hastanemizde
yapılan koroner anjiyografiler sonrası gelişen ve cerrahi müdahale gerektiren komplikasyonlar retrospektif olarak değerlendirildi.
Yöntem: Ocak 2018 ve Eylül 2021 tarihleri arasında yapılan anjiyografiler ve girişim yerleri incelendi. Toplam 1720 koroner
anjiyografi yapılmıştır. Bunlardan 1424’ü (%82,79) radial arter, 296’ı (%17,2) femoral arter girişimidir.
Bulgular: Radial arter girişimlerinden sonra 6 (%0,42) hastada radial arteriyovenöz fistül, 1 (%0,07) hastada radial arter
psödoanevrizması gelişmiştir. Femoral girişimler sonrasında 1 (%0,33) hastada femoral arteriovenöz fistül gelişmiştir. Radial
arteriyovenöz fistül gelişen 2 hastada 6F introducer sheath, 4 hastada ve radial psödoanevrizma gelişen 1 hastada 5F introducer sheath
kullanılmıştır. Tüm hastalarda radial kompresyon cihazı kullanılmıştır. Hastalar girişim yeri üzerinde şişlik ve trill ile başvurdu.
Klinik muayene sonrasında Doppler ultrasonla değerlendirilerek cerrahi kararı alındı. Radial arter üzerinde lokal anestezi ile yapılan
1,5 cm kesi ile arteriyovenöz fistül gelişen venler bulunup dönülerek bağlandı. Trilin kaybolduğu ve radial arter distalinde nabzın
olduğu kontrol edildikten sonra işlem sonlandırıldı.
Sonuç: Tüm vakalarda radial arter devamlılığı korundu. Radial arterden yapılan koroner anjiyografi girişimi erken mobilizasyon,
taburculuk sağlaması ve hemotom, pödoanevrizma gelişimi açısından avantajlı olmasına rağmen arteriyovenöz fistül ve psödoanevrizma
gelişimi açısından erken ve geç dönemde takiplerin yapılması gerekmektedir.
Anahtar sözcükler: Radial arter koroner anjiyografi, radial arter psödoanevrizması, radial arteriyovenöz fistül