Nergiz Yayınları, İstanbul, 2019
ÖNSÖZ
Kalp ve
damar hastalıkları dünyada en önde gelen ölüm sebebi olmaya devam ediyor. Dünya
genelinde her yıl yaklaşık 18 milyon kişi kalp ve damar hastalıklarından
yaşamını yitirirken; bu sayı tüm ölümlerin yaklaşık %30 una denk gelmektedir.
Kalp ve damar hastalıklarından ölen kişilerin sayısının 2030 yılında 23.3
milyon kişiye ulaşacağı tahmin ediliyor. Ölümlerin çoğunluğu az ve orta
gelişmiş ülkelerde olup, bu oran % 40 lara ulaşabiliyor.
Ülkemizdeki
veriler de genel dünya istatistikleri ile paralel seyrediyor. Ölümlerin % 40’ı
kalp ve damar hastalıklarından olup, bu yaklaşık her 3 dakikada bir kişinin
ölümünü ifade ediyor. Ülkemizde her yıl yaklaşık 160 bin kişi kalp ve damar
hastalıkları yüzünden yaşamını kaybediyor. Bu sayı kanserden kaybedilen
kişilerin yaklaşık 2 katına denk gelmektedir.
Sıklıkla ihmal edilen konu ise kalp ve damar hastalıklarının
önlenebilir olmasıdır. Risk faktörleri ile etkili mücadele yapıldığında kalp
hastalıklarından ölüm oranı % 80 lere varan oranda azaltılabilir. Kalp ve
damar hastalığının değiştirilemeyen risk faktörleri; erkek cinsiyet, ileri yaş
ve genetik yatkınlıktır. Kısmen kontrol altına alınabilen risk faktörleri ise;
yüksek tansiyon, şeker hastalığı, kolesterol yüksekliği, stres ve yoksulluktur.
Birde kalp hastalığı riskini arttıran ve tamamen önlenebilen risk faktörleri
vardır. Bunlar; sigara ve aşırı alkol tüketimi, sağlıksız diyet ile beslenmek,
hareketsiz ve tembel yaşam, şişmanlık, ihmal ve hekim kontrolünden geçmemek
olarak sıralanabilir.
Bu risk
faktörleri içerisinden kolesterol yüksekliği önemli bir yere sahiptir.
Kolesterol damar yapısında gelişen hastalığın yani damar sertliğinin
çekirdeğini oluşturur. Damar sertliği zamanla ilerleyerek damar darlığına, kalp
krizine ve felç gelişimine yol açar.
Genetik
geçişli kolesterol yüksekliklerine erken tedavi uygulanmadığı takdirde 10’lu
20’li yaşlarda kalp krizleri sık izlenir. Erişkin dönem de kolesterol
yüksekliği önemli bir sağlık sorunu olmaya devam etmektedir. Kolesterol
değerlerinin normalden daha yüksek değerde olması kalp ve damar hastalığı
gelişimi için ciddi bir risk faktörüdür. Yüksek kolesterol değerleri kalp krizi
gelişimi ve felç gelişimi ile direk bağlantılıdır. Yapılan
bilimsel araştırmalar ile yüksek kolesterol düzeyinin düşürülmesinin sağlığa
katkısı net olarak gösterilmiştir. Toplam kolesteroldeki
her 40 mg/dl lik yükseliş ile kalp krizinden ölüm riski %35 ve felçten ölüm
riski % 25 arttığı saptanmıştır. Buna karşın kötü kolesterol LDL deki her 40
mg/dl azalma ile kalp krizi riskinde %23 ve felç gelişimi riskinde % 17 azalma
meydana gelmektedir.
Kolesterol
yüksekliği sıklıkla bulgu vermez ve içimizde sinsi bir yılan gibi büyür. Zamanı
geldiğinde de kalp krizi ve felç gibi hastalıklarla insan yaşantısını tehlikeye
sokar.
Yüksek
kolesterol değeriyle mücadelenin kalp ve damar sağlığına olumlu etkisi ortaya
konduktan sonra kolesterol düşürmeye yönelik bir çok yeni tedavi
geliştirilmiştir. Hali hazırda yeni ilaç çalışmaları da devam etmektedir. Bu
tedavilerin uygun endikasyon ve doğru hastada kullanılması kalp ve damar
hastalığına sahip kişilerde olumlu sonuçlar doğuracaktır. Ancak bu olumlu
sonuçları göz ardı ederek kolesterol karşıtı demeçler veren kişiler de her
geçen gün artmıştır. Bu durum medyada ve internet ortamında kolesterol ile
ilgili ciddi bir bilgi kirliliği oluşturmuş ve bazı hastaların tedavilerini
terk etmesine yol açmıştır. Bu bilgi kirliliği kulaktan kulağa fısıltı şeklinde
yayılarak, kimi zamanda apaçık şekilde ifade edilerek yüksek kolesterolün
zararlı olmadığı, asıl kolesterol ilaçlarının zararlı olduğu yönde bir şehir
efsanesi oluşumuna zemin hazırlamıştır.
Hazırladığımız
bu kitapla kolesterol gerçeğine objektif bir bakış açısı getirmeyi amaçladık.
Bu kitapla kolesterol yalanlarını ve kolesterol gerçeklerini okuyucuya sunmaya
gayret ettik. Kolesterolü ele alırken günlük yaşam tarzının, alışkanlıkların,
yaşanılan şehrin, uyku düzeni gibi çokça dile getirilmeyen bazı konu
başlıklarının kolesterol dengesi üzerindeki etkilerini araştırdık.
Bu
kitabı yazarken faydalandığımız temel kaynaklar Amerika ve Avrupa kalp
cemiyetlerinin kolesterol kılavuzu ve kalp damar hastalıklarından korunma
kılavuzu oldu. Bunun dışında her konu başlığı için ayrıntılı literatür
araştırması yaptık. Araştırmalar değişken sonuçlar verebildiğinden genelde bir
konu üzerinde bir çok çalışmayı bir arada değerlendiren yayınlara öncelik
tanıdık. Elbette bütün bu araştırmaların üzerine 20 yıllık klinik tecrübenizi
de ekleyerek okuyucuyu sıkmadan bilgilendirecek bir kitap hazırlamış olduk.
‘’Kolesterol:
Yalan Değil Gerçek’’ temalı kitabımızı beğeninize sunuyoruz. Yapmanız gereken
merak ettiğiniz konu başlığını seçerek okumaya başlamak.
Bütün
okuyucularımıza sağlıklı ve mutlu bir yaşam diliyorum,
Tek cümle ile özet:
Bu kitabı hazırlamaktaki amacımız; kolesterol tartışmasına objektif bir bakış
açısı getirip, kolesterol bilgi kirliliği içinde kaybolmuş kişilere doğru yolu
göstermekti.