Adli psikiyatride nörobilişsel bozukluk: Retrospektif tek merkezli bir çalışma


Cesur E., Yıldırım Z., Taşdemir İ., Cansunar F. n.

Adli Tıp Dergisi, cilt.35, sa.3, ss.176-185, 2021 (Hakemli Dergi) identifier

  • Yayın Türü: Makale / Tam Makale
  • Cilt numarası: 35 Sayı: 3
  • Basım Tarihi: 2021
  • Dergi Adı: Adli Tıp Dergisi
  • Derginin Tarandığı İndeksler: TR DİZİN (ULAKBİM)
  • Sayfa Sayıları: ss.176-185
  • Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi Adresli: Hayır

Özet

AMAÇ: Adli psikiyatrik açıdan değerlendirilen ve nörobilişsel bozukluk saptanan hastaların klinik ve adli özelliklerini tanım- lamak ve bu kişilere yaklaşım konusunda klinisyenlere katkı sağlamaktır. YÖNTEM: Çalışma için, Adli Tıp Dördüncü İhtisas Kurulu ta- rafından değerlendirilen ve değerlendirme sonucunda nörobi- lişsel bozukluk (demans, hafif bilişsel bozukluk (HBB), organik mental bozukluk (OMB)) saptanan kişilerin verileri geriye dönük olarak taranmıştır. BULGULAR: Çalışmaya 201 hasta dahil edilmiştir. Hastaların %80,1’i demans, %14,9’u HBB ve %5’i OMB tanısı almıştır. Grup- lar arasında değerlendirilme nedeni ve karar (p<0,001) açısın- dan anlamlı düzeyde farklılık mevcuttur. Her üç grup da yüksek orada hukuki/fiili ehliyet ve ikinci sırada vesayet açısından de- ğerlendirilmiştir. Demans ve OMB grubunda hukuki/fiili ehliyeti yoktur kararı verilenlerin oranı, HBB grubunda ise hukuki/fiili ehliyet vardır kararı verilenlerin oranı daha yüksektir. İşlem es- nasında hekim tarafından hukuki/fiili ehliyeti vardır diye raporu olan kişilerin %88’inde ATK kararı da aynı yönde iken, %10’unda ATK tarafından aksi yönde karar verilmiştir. On iki kişi ceza eh- liyeti yönünden değerlendirilmiş, bunlardan %41,7’si demans, %33,3’ü HBB ve %25’i OMB tanısı almıştı. SONUÇ: İleri yaş nörobilişsel bozuklukla eşdeğer olmadığı gibi, nörobilişsel bozukluk da kişinin fiili ve cezai ehliyetini kay- bettiği anlamına gelmemelidir. Hem ileri yaştaki kişilerin hakla- rını korumak hem de yasal sorumluluğun yerine getirilebilmesi için bilişsel bozuklukların kişinin gerçekleştirdiği eylemin far- kında olup olmadığına kanaat getirecek düzeyde detaylı değer- lendirilmesi gerekmektedir.
INTRODUCTION: To define the clinical and forensic cha- racteristics of patients who are evaluated in terms of forensic psychiatry and who have neurocognitive disorders and to contri- bute to clinicians in approaching patients. METHODS: For the study, the data of people who were eva- luated by the Forensic Medicine Fourth Specialization Board and who were found to have neurocognitive disorders (demen- tia, mild cognitive impairment (MCI), organic mental disorder (OMD)) were scanned retrospectively. RESULTS: Two-hundered one patients were included in the study. Of the patients, 80.1% were diagnosed with dementia, whereas 14.9% were diagnosed with MCI and 5% were diagno- sed with OMD. There is a significant difference between the gro- ups in terms of reason for evaluation and decision (p<0.001). All three groups were evaluated in terms of legal/criminal capacity and guardianship in the second place. In the dementia and OMD group, the rate of those who were given the decision that they do not have legal/criminal capacity is higher, whereas in the MCI group, the rate of those who were given the decision to have legal/criminal capacity is higher. While the CFM decision was the same in 88% of the people who had a report by the physici- an that they had legal/criminal capacity during the procedure, the CFM decided to the contrary in 10%. Twelve people were evaluated by the ATK for criminal liability. Of these, 41.7% were diagnosed with dementia, whereas 33.3% were diagnosed with MCI and 25% were diagnosed with OMD. CONCLUSION: Just as advanced age is not equivalent to neurocognitive impairment; neurocognitive impairment should not mean that a person has lost all competence. In order to pro- tect the rights of older people and to fulfill legal responsibility, cognitive disorders should be evaluated in detail to determine whether the person is aware of his action