PostoperatifNükseden Ventrikül Septum Defektleri: Cerrahi Yaklaşım Kriterleri ve Sonuçları


Polat B., Kınoğlu B., Çalık M. K., Erentürk S., Saltık İ. L., Sarıoğlu C. T., ...Daha Fazla

TÜRK KARDİYOLOJİ DERNEĞİ ARŞİVİ, cilt.24, sa.3, ss.18-172, 1996 (Hakemli Dergi)

  • Yayın Türü: Makale / Tam Makale
  • Cilt numarası: 24 Sayı: 3
  • Basım Tarihi: 1996
  • Dergi Adı: TÜRK KARDİYOLOJİ DERNEĞİ ARŞİVİ
  • Sayfa Sayıları: ss.18-172
  • Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi Adresli: Hayır

Özet

From July 1985 through May 1995, 1167 patients underwent surgical closure of ventricular septal defect (VSD), including 682 patients having complex cardiac pathologies in the Institute of Cardiology, University of İstanbul and in Florence Nihgtingale Hospital. 21 of them required reoperation with the diagnosis of recurrent VSD (1.8 %). Indications for reoperation included significant left-to-right shunt (Qp/Qs>L5) and congestive heart failure in 20 patients and infective endocarditis with congestive heart failure in one. Reoperations were carried out 15 days to 84 months (mean 15.4 months) after the first operation. Patients' ages ranged from 20 months to 25 years (mean 10.2 years). All patients have been operared on with the technique of standard cardiopulmonary bypass, moderate hypothermia and cardioplegic arrest. Localization of the recurrent VSD's in relation to patch was posteroinferior in 16 and anterosuperior in 5 patients. In all cases except two, recurrent VSD was closed with double or triple primary suture technique, and in two exceptions having distortion in aortic valve and infective endocarditis, the patch was removed and a new one was replaced. One patient died with septicemia and multiorgan fa ilure in the postoperative 2nd month (mortality: 4.7%). Ventricular septal defects had been closed with continuous suture technique at the first operation in 20 patients who required reoperation. We have never seen any clinically important recurrent VSD after we began to use interrupted suture technique with pledgets. We conclude that closure of VSD's with a patch by using interrupted suture technique will decrease the ineidence of recurrence. The operation period is not lengthened by this method.


İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsü ve Florence Nightingale hastanesinde, Temmuz 1985 ve Mayıs 1995 tarihleri arasında, 682'si kompleks kardiak patolojilerde olmak üzere, toplam 1167 olguda VSD kapatılmış, bunlar arasından toplam 21 hasta, rekürren VSD tanısıyla reoperasyona alınmıştır (% 1.8). 20 hastada konjestif kalp yetersizliği ve önemli sol-sağ şant bulunması (Qp/Qs>1.5), 1 hastada ise infektif endokardit ve konjestif kalp yetersizliği tablosu, reoperasyon endikasyonunu oluşturmuştur. Hastaların 20 ay ile 25 yıl arasında (ortalama 10.2 yıl) değişmekteydi. Reoperasyon ilk ameliyattan 15 gün ile 84 ay (ort. 15.4 ay) sonra uygulanmıştır. Bütün hastalar standart kardiyopulmoner bypass (KPB), orta derecede hipotermi ve kardiyoplejik arrest tekniği kullanılarak ameliyat edilmişlerdir. Rekürren VSD'nin lokalizasyonuna 16 hastada yamanın posteroinferior kısmında, 5 hastada ise anterosüperior bölgesinde saptanmıştır. İkisi hariç tüm olgularda, rekürren VSD, ikili veya üçlü primer sütür tekniği ile kapatılmış, aort kapağında distorsiyon ile beraber olan bir olgu ile infektif endokardit gelişen bir diğer olguda ise, yama sökülüp, yeni bir yama ile korreksiyon sağlanmıştır. İnfektif endokardit tablosu ile ameliyata alınan ve postoperatif 2. ayda septisemi-multipl organ yetersizliği ile kaybedilen bir vaka dışında (mort. % 4.7), geri kalanlarda postoperatif dönem sorunsuz geçmiştir. Hastaların ilk ameliyatları değerlendirildiğinde, 20 olgunun devamlı dikiş tekniği kullanılarak yama ile kapatıldığı, bir olguda ise tek tek dikişlerin kullanıldığı görülmüştür. Son 3 yılda ameliyat edilen olgularda, VSD tek tek, destekli matris dikişlerle kapatılmaktadır. Bu olgulardan hiçbirinde rekürrens saptanmamıştır. Bütün bu tecrübelerimiz ışığında, VSD'nin yama ile kapatılmasında tek tek destekli dikiş tekniğinin kullanılmasının, rekurrens insidensini önemli ölçüde azaltacağı sonucuna varılmıştır.