4. ULUSLARARASI 12. ULUSAL TÜRK CERRAHİ VE AMELİYATHANE HEMŞİRELİĞİ KONGRESİ , Antalya, Türkiye, 13 - 16 Ocak 2022, ss.534, (Özet Bildiri)
ÖZET
Giriş: Hemşireliğe özgü göstergeler, hemşirelik uygulamalarından etkilenen hasta çıktılarını
tanımlamak üzere kullanılmaktadır. Bakım ortamının yapısını ve bakım sürecini tanımlarlar.
Hemşirelikle sınırlı, hemşireliğe özgüdürler ve bakım kalitesinin diğer tıbbi göstergelerinden
ayrılırlar. Hemşirelik bakımına özgü kalite göstergelerinin kullanımı, dikkatlerin hasta bakım
kalitesi ve güvenliğine odaklanmasına ve sunulan bakımın sonuçlarının ölçülmesine; hasta
güvenliğin iyileşmesi ve karar vermeyi destekleyecek bilginin geliştirilmesi yoluyla işgücü
planlaması yapılmasına yardım eder.
Amaç: Bu çalışma, Türkiye’de özel bir sağlık grubunun hastanelerinde izlenmekte olan
hemşireliğe özgü kalite göstergelerinin belirlenmesi ve bu göstergelerin hemşire profili ile
ilişkilendirilmesi amacıyla gerçekleştirildi. Gereç ve Yöntem: Bu tanımlayıcı araştırma, 2019-
2020 yılında, bir özel hastane grubunda yürütüldü. Örneklemi 2015-2016-2017 yıllarında
izlenen hemşireliğe özgü kalite göstergeleri oluşturdu. Veriler dijital ortamda arşivlenmekte
olan kurum kayıtları taranarak, veri toplama formu aracılığıyla toplandı, MedCalc programında
analiz edildi.
Bulgular: Hemşirelerin eğitim durumlarına göre dağılımları incelendiğinde, çoğunluğunun
sağlık meslek lisesi mezunu olduğu (yüzde 51), yüksek lisans mezunu hemşirelerin oranının
yüzde 6 olduğu belirlendi. Hemşirelerin işe giriş tarihleri baz alınarak yapılan hesaplamada,
kurumda çalışma süresi ortalamaları 41,44 ±12,01 ay olarak bulundu. Hasta başına harcanan
süre ortalaması 357±170 dk olarak hesaplandı. Hemşirelerin lisans/yüksek lisans mezunu
olması durumda trombofilebit gelişiminin daha az olduğu, hasta düşmesi veya trombofilebit
gelişiminin olmadığı grupta hastaların bakımdan duyduğu memnuniyet puanlarının, hasta
düşmesi veya trombofilebit gelişiminin olduğu gruptaki bakımdan duyulan memnuniyet
puanlarından yüksek olduğu, hastanelerde ortalama yatış günü arttıkça, basınç yarası ve hasta
düşmesi oranının arttığı ve hasta memnuniyetinin azaldığı, hemşire memnuniyet puanı ile
hemşirelerin ortalama çalışma süresi arasında pozitif yönlü zayıf düzeyde, hemşire çalışma
süresi ile hastaların bakımdan duydukları memnuniyet arasında pozitif yönlü zayıf düzeyde,
hemşire devir oranı ile hemşire çalışma süresi arasında ise negatif yönlü orta düzeyde
istatistiksel anlamlı korelasyon olduğu belirlendi.
Sonuç ve Öneriler: Hasta sayısı ve yatış günü arttıkça, oransal olarak istenmeyen (advers)
olayların görülme sıklığının artması, özellikle yönetici hemşirelerin kadro planlama ve kliniğin
yönetimi açısından proaktif davranabilmeleri için, risk altındaki hastaları tanımlamak, hastane
politikalarına uyumu ölçmek, en iyi uygulama girişimlerinin etkinliğini değerlendirmek üzere
hemşireliğe duyarlı göstergelerin izlenmesi gerektiğini göstermektedir. Hasta güvenliğinin
iyileştirilmesi için; çalışma ortamının iyileştirilmesi, hemşire personel düzeylerinin artırılması
ve hemşirelerin doğrudan hasta bakımına daha fazla zaman ayırabilmeleri için gerekli
planlamaların yapılması önerilmektedir.
Anahtar Kelimeler: hemşirelik, bakım kalitesi, kalite göstergesi, hemşireliğe özgü gösterge