IV. UDK - Ulusal Dahiliye Kongresi, Antalya, Türkiye, 22 - 25 Mayıs 2025, ss.258-259, (Özet Bildiri)
Yayın No: EP-62 Baş Dönmesi ile Acile Gelen Bir Hasta: Acaba Neler Gözden Kaçıyor? Can Boynukara1 , Elif Beyza Kütükçü2 , Bahar Temur3 , Nurgül Naurzvaı4 , Yıldız Okuturlar1 1 Acibadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi, İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı 2 Acibadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi, Tıp Fakültesi 3 Acibadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi Tıp Fakültesi Atakent Hastanesi, Cerrahi Ana Bilim Dalı, Kardiyovasküler Cerrahi Bilim Dalı 4 Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi Tıp Fakültesi Atakent Hastanesi, İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı, Göğüs Hastalıkları Bilim Dalı Giriş: Baş dönmesi; metabolik, vasküler ve nörolojik patolojiler barındırabilen önemli bir semptomdur. Bu olgu sunumunda, acil servise birkaç kez tekrarlayan baş dönmesi semptomu olan bir hastada ayırıcı tanıya yaklaşım tarHşılmaktadır. Olgu: 59 yaşında erkek hasta, doğa yürüyüşü sonrasında baş dönmesi şikâyeF ile acil servise başvurdu. Hastanın bilinen kronik bir hastalık veya sürekli kullandığı bir ilaç öyküsü bulunmamaktaydı. Aynı şikayetle 3 gündür başka acil servislere de başvurduğunu açıkladı. Muayenesinde solunum sesleri doğal, kardiyak oskültasyonunda ek üfürüm duyulmadı, baHnı rahat palpe edildi. Diğer sistem muayenesinde patoloji saptanmadı. Hastaya acil serviste semptomaFk dimenhidrat infüzyonu başlaHldı ancak semptomlarında bir düzelme görülmedi. Bunun üzerine hastadan ek tetkikler istenildi. Serum kreaFnin değeri 3,57 mg/dL olarak görüldü ve akut böbrek yetersizliği (ABY) ön tanısıyla hasta iç hastalıkları servisine yaHrıldı. ABY eFyolojisi olarak, yapılan güneş alHndaki doğa yürüyüşüne bağlı gelişmiş olabilecek dehidratasyon düşünüldü ve hasta hidrate edilmeye başlandı. Hastanın d-dimer değeri>35.000 ug/mL olarak görüldü. D-dimer değerinden sonra akut pulmoner emboli ve hipoksemiye bağlı baş dönmesi olarak değerlendirilen hastanın pulmoner embolisini ispatlamak için kontrastlı pulmoner arter anjiografisi çekilmesi düşünüldü. Ancak hastaneye geliş anından beri anürik olan hastaya öncelikle bilateral alt ekstremite venöz doppler ve ekokardiyografi yapıldı. Venöz dopplerinde derin ven trombozu saptanmayan hastanın ekokardiyografisinde pulmoner arter basıncı 90 mmHg olarak ölçüldü. Hastanın hemodinamisi stabil olmasına rağmen aralıklı desatürasyonları oluşmaya başladı. IV sıvı resüstasyonu yapılmasına rağmen tedrici olarak kan basıncındaki düşüş nedeniyle bilgisayarlı tomografi eşliğinde pulmoner arter anjiyografisi çekildi. Çekilen görüntülemede her iki pulmoner arteri neredeyse tamamen Hkayan masif pulmoner emboli saptandı. Hasta acilen kardiyovasküler cerrahi bölümüne danışıldı. Hastaya acilen EKOS işlemi başlaHldı. Tek taraflı pulmoner arter kataterizasyonu ile mekanik tromboliz işlemi tamamlandıktan sonra kardiyopulmoner arrest gelişmesi üzerine 30 dakika kardiyopulmoner resüsitasyon yapılan hasta, ECMO’ya alındı. Sonrasında işleme devam edilerek diğer pulmoner artere de katater yerleşFrildi. Her iki 259 pulmoner arter oklüzyonu başarılı bir şekilde açılan hasta beş gün ECMO takibi sonrası ekstübe edilerek servise alındı. İşlem öncesinde anürik olan hasta işlem sonrasında iki gün boyunca hemodiyafiltrasyon ile izlendi. TarHşma: Bu olgu sunumu, baş dönmesi gibi yaygın bir semptomun, potansiyel olarak yaşamı tehdit eden bir durumu gizleyebileceğini göstermektedir. 59 yaşındaki hastanın doğa yürüyüşü sonrası acil servise başvurması, baş dönmesinin eFyolojik nedenlerini araşHrmak için detaylı bir yaklaşım gerekFrdiğini açıkça ortaya koymaktadır. Hastanın geçmiş Hbbi öyküsünde kronik hastalık veya düzenli ilaç kullanımı olmaması, ayırıcı tanı sürecini daha da karmaşık hale geFrmişFr. Bu olgu, baş dönmesi gibi basit görünen bir semptomun arkasında ciddi bir patoloji olabileceğini ve bu tür durumların FFzlikle değerlendirilmesi gerekFğini ortaya koymaktadır. Sonuç: Bir hasta aynı semptom ile birkaç sağlık kuruluşuna başvuruyor ise bu hastayı dikkatlice incelemek gerekir. Bu vakada olduğu gibi basit düşünülen bir baş dönmesi ölümcül bir hastalığın habercisi olabilir. EKOS sistemi, ses dalgası yardımlı ve katater eşliğinde tromboliz yaparak minimal komplikasyon ile pulmoner emboli tedavisinde yenilikçi ve alHn standart bir tedavidir. EKOS sisteminin en önemli katkısı minimal sistemik tromboliFk ve anF-koagülan ile kanama diyatezini en aza indirmesidir. Mortal olabilecek pulmoner emboli olgularında EKOS akla geFrilmelidir. Anahtar Kelimeler: pulmoner emboli, EKOS, akut böbrek yetmezliği