Kaza Sonucu Cıva Aspirasyonuna Bağlı Gelişen Nadir Bir Cıva İntoksikayon Olgusu Yıldız Okuturlar , Gersi Alisha, Ömer Faruk Öztürk, Mustafa Güldan, Salih Serdar Erturan


Okuturlar Y.

IV. UDK - Ulusal Dahiliye Kongresi, Antalya, Türkiye, 22 - 25 Mayıs 2025, ss.240-241, (Özet Bildiri)

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Antalya
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.240-241
  • Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Yayın No: EP-52 Kaza Sonucu Cıva Aspirasyonuna Bağlı Gelişen Nadir Bir Cıva İntoksikayon Olgusu Yıldız Okuturlar1 , Gersi Alisha2 , Ömer Faruk Öztürk1 , Mustafa Güldan1 , Salih Serdar Erturan2 1 Acıbadem Üniversitesi, Atakent Üniversite Hastanesi, Dahiliye Anabilim Dalı, İstanbul/Türkiye 2 Acıbadem Üniversitesi, Atakent Üniversite Hastanesi, Göğüs hastalıkları Anabilim Dalı, İstanbul/Türkiye Giriş: Cıva toksisitesi, inhalasyon, yutma veya deri teması yoluyla maruziyet sonucu ciddi sağlık sorunlarına neden olabilmektedir. Elementel cıva, inhalasyon yoluyla vücuda alındığında lipit çözünürlülü sayesinde hücre zarlarını geçerek pulmoner ve sistemik toksisiteye yol açabilir. Akut ve kronik tablolar akciğer, merkezi sinir sistemi ve çeşitli diğer organları etkileyebilir. Bu olguda, şelasyon tedavisi ve bronkoalveolar lavaj (BAL) ile yöneFlen, uzun süreli solunum semptomları gösteren bir cıva aspirasyonu vakası anlaHlmaktadır. Olgu: 28 yaşındaki kadın hasta, hastanemize Cezayir’den başvurdu. Bir yıldır devam eden öksürük ve son günlerde ortaya çıkan yan ağrısı ile başvurdu. Öksürük bir yıl önce sıvı cıva içmeye çalışması sonucu aspire etmesine bağlı gelişmiş ve o dönemden beri öksürük krizleri ile ara ara cıva parFkülleri peçeteye çıkartmaya devam etmiş. Hasta cıva içme nedenini, geleneksel bir şifacının hastalıklarını tedavi edeceğini söyleyerek bir kaşık aracılığı ile içirdiğini ifade eì. Aspirasyon sonrasında kalıcı öksürük gelişen hasta, 20 gün süreyle ülkesinde bir hastanede yaHrılmış. O dönemde her öksürdüğünde çok sayıda parFkül çıkardığını ifade eì. Hastanede ya|ğı dönemde yapılan laboratuvar incelemelerinde kan ve idrarda belirgin şekilde yüksek cıva düzeyleri saptanmış. Şubat 2024 tarihindeki idrar cıva düzeyi 406 µg/L, Aralık 2024 tarihindeki kan cıva düzeyi 735 µg/L (referans değer <10 µg/L) olarak tespit edilmiş.Hastaya Fransa'dan temin edilen meso-2,3-dimerkaptosüksinik asit (DMSA) ile şelasyon tedavisi başlaHlmışHr. Hasta, 15 gün süreyle günlük 4x400 mg dozu ile 3 kür şelasyon tedavisi almışHr. Ücüncü kürünü yedi gün önce tamamlayan hasta kurumumuza ileri tetkik ve tedavi amacı ile başvurdu.Ocak 2025 tarihinde taraÉmıza başvurduğunda PA akciğer grafisinde her iki hemitoraksta ve hemidiafragma konturunda kümeşmiş şekilde metalik yoğunlukta yabancı cisimler izlendi. Kan cıva düzeyinin akciğer parankim içeisinde olan cıva parFküllerinin sürekli kan cıva düzeyinin yüksek kalmasına neden olduğu düşünülerek kalıcı çözüm arayışı planlandı. Ön planda Girişimsel Radyoloji ile konsülte edilerek likit biyopsi tekniği ile parFküllerin alınabileceği düşünüldü ancak grafiye bakıldığında parFküllerin çok fazla sayıda ve dağınık yerleşik olması nedeni ile vazgeçildi.Hastada kalıcı cıva yükünü azaltmak amacıyla bronkoalveolar lavaj (BAL) ile yıkama planlandı. Bir hava ara ile 2 kez BAL yapıldı. BAL sıvılarından bakılan cıva düzeylerinde anlamlı bir düşüş gözlendi. Ocak 2025 tarihinde idrarda 241 cıva düzeyi 603 µg/L olan hastanın, BAL sıvısındaki cıva düzeyi ilk yapılanda 12,38 µg/L, ikinci yapılanda 2,55 µg/L'ye düşmüştür. Hasta, düzenli izlem ve cıva düzeylerinin yakından takibi amacıyla düzenli poliklinik takibine alındı. TarHşma: Bu olgu, akciğere aspirasyon yoluyla alınan elementel cıvanın solunum sistemi üzerindeki çok yönlü toksisitesini göstermektedir. Cıva aspirasyonu, pulmoner birikimlere yol açarak sistemik maruziyeFn sürekli bir kaynağı haline gelmektedir. DMSA ile şelasyon tedavisinin cıva aHmını arHrdığı bilinse de, pulmoner metalik parFküllerin varlığı ek müdahaleler gerekFrebilir. Bu vakada BAL ve şelasyon tedavisinin birleşFrilmesiyle cıva düzeylerinde ve semptomlarda belirgin düzelme hedeflenmişFr. Sonuç: Cıva aspirasyonu, nadir görülen ancak ciddi bir ağır metal toksisitesi olup erken tanı, şelasyon tedavisi ve bazı durumlarda bronkoalveolar lavaj gerekFrebilir. Klinik hekimler, solunum semptomlarının ön planda olduğu kazara cıva yutma olgularında şelasyon tedavisi yanında BAL ile yıkama tedavisi de düşünebilir. Anahtar Kelimeler: Cıva aspirasyonu, elementel cıva, şelasyon tedavisi, DMSA, bronkoalveolar lavaj, ağır metal toksisitesi