Beyin Sapı Cerrahisi Süresince Ameliyat İçi Nörofizyolojik Monitörleme


Aytar M. H., Özgen S.

Ameliyat Sırasında Nöromonitörizasyon, Onur Özlü,Uygur Er,Sühendan Er, Editör, Pelikan Tıp & Teknik Kitapçılık, Ankara, ss.285-297, 2016

  • Yayın Türü: Kitapta Bölüm / Mesleki Kitap
  • Basım Tarihi: 2016
  • Yayınevi: Pelikan Tıp & Teknik Kitapçılık
  • Basıldığı Şehir: Ankara
  • Sayfa Sayıları: ss.285-297
  • Editörler: Onur Özlü,Uygur Er,Sühendan Er, Editör
  • Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Nöral yapılarının yüksek konsantrasyonundan ve gereksiz hiçbir yapı içermemesinden ötürü, cerrahi morbidite merkezi sinir sisteminin diğer kısımlarına nispeten beyin sapında çok daha yüksektir.

Beyin sapının içindeki ya da çevresindeki lezyonların ameliyatla çıkarılması sırasında, bazı manevralar nörolojik zararlara sebep olabilir: Sinirlerin, nükleusların ve yolların yakınında aşırı koagülasyon veya traksiyon uygulanması, retraktörlerin uygunsuz ya da sürekli kullanımı, beyin sapına giden perforan damarların kazara koagüle edilmesi ya da hasarlanması gibi durumlar gibi.

Intraoperatif nörofizyolojik monitörleme (IOM), sinir yapılarındaki işlevsel bütünlükle ilgili ameliyat süresince gerçek zamanlı bilgi sağlayarak ameliyata bağlı  komplikasyonları ve nörolojik morbiditeyi azaltmayı amaçlar. IOM, ameliyat esnasında hastaların nörolojik hasar görmesini engelleyecek en değerli araçlardan biri olmuştur. Bu yöntemin sinir yapısı ve sinir yollarına gelebilecek bir zararla ilgili cerrahı zamanında uyarması beklenir ki böylece geri dönüşü olmayan zararlardan kaçınmak için doğru zamanda doğru önlemler alınabilsin. Bir diğer taraftan, IOM, sinir yollarının zarar görme ihtimaline karşı güven verdiğinden gerektiğinde daha radikal cerrahiler konusunda cesaret de verebilir.

Genel anlamda, IOM, haritalama ve izleme tekniklerinden oluşmaktadır. Haritalama teknikleri sadece anatomik açıdan bakışın belirsiz olduğu sinir yapıların fonksiyonel tanımlanmasını sağlar. Kraniyal motor sinir çekirdeklerinin yerinin belirlenmesi için dördüncü ventrikül tabanının doğrudan haritalanması yoluyla beyin sapına güvenli giriş zonların tanımlanması buna örnek olarak verilebilir. Haritalama teknikleri ayrıca neoplastik bir dokuyla çevrili periferik kraniyal sinirlerin belirlenmesini de sağlayabilir; tıpkı vestibüler schwannoma ameliyatları boyunca serebellopontin köşesindeki fasiyal sinirin belirlenmesi gibi.

Haritalama teknikleri, belirli bir anda sinir yapılarını identifiye eder ama iki ardışık haritalama anı arasında bu yapıların fonksiyonel bütünlüğüne dair herhangi bir bilgi sağlamaz. Bunun için sinir yollarının işlevsel bütünlüğü üzerine devamlı geri bildirim sağlayacak gerçek uyarılmış potansiyeller veren monitörleme teknikleri kullanılmalıdır