Türkiye Organ Nakli Kuruluşları Koordinasyon Derneği 14. Kongresi-Transplantasyon 2022, İskele, Kıbrıs (Kktc), 13 - 15 Ekim 2022, ss.50
Giriş: Covid-19 pandemisi ortaya çıkmasını takiben özellikle çoklu ko-mobiditeleri olan, SDBY ve kronik
immunosupresif böbrek nakil hastalarında artmış mortaliteleri bildiren yayınları takiben, hemen her merkez
deneyimleri doğrultusunda immunsupresif prtokolleri geliştirdi. Bu çalışmada Covid-19 iki farklı fazında
merkezimiz tarafından geliştirilen yaklaşımların sonuçları bildirilmiştir.
Metod: Covid-19 ilk fazında Aralık 2021 kadar hakim varyantların yüksek mortalite riski nedeniyle;
prednizolone 20mg/gün , kalsinörin/MMF tamamen kesilmesi uygulanırken, ikinci fazda hakim varyant
Omikron olunca, prednizolone 20mg/gün, Tacrolimus doz %50 azaltımı ve MMF kesilmesi uygulandı Veriler
retrospektif olarak mortalite, biyopsi kanıtlı rejeksiyon, allogreft kaybı, allogreft fonksiyonları açısından
değerlendirildi.
Sonuçlar: Merkezimizin 592 takipli hastanın 132’ si (%13.2) Covid-19 ile enfekte oldu. İlk fazda 108 hastada
(ortalama yaş 47.07±12.9 yıl, %54.6 erkek, %49 eşlik eden bir komorbidite, %9.3 üç komorbidite) Covid-19
enfeksiyonu gelişirken mortalite oranı %10.2 idi. Biyopsi kanıtlı rejeksiyon %3.7, RRT %1.9, allogreft kaybı
%0.9 olarak saptandı. Hastaların allogreft fonksiyonlarıda iyi korunmuştu (64ml/dk vs. 67.4ml/dk GFR,
312.3±766.2mg/dl vs. 435.74±1302mg/dl proteinüri, p=NS). Covid ikinci fazda 24 hasta enfekte oldu (ortalama
yaş 47±12.98 yıl, %45.8 erkek, %46 eşlik eden bir komorbidite, %8.3 üç komorbidite). Bu hastalardan sadece
birisinde mortalite saptandı (%4.2), bir hastada ise biyopsi kanıtlı rejeksiyon ve geçici RRT gerekirken (%4.2),
allogreft kaybı olmadı. Hastaların allogreft fonksiyonlarıda iyi korunmuştu (60ml/dk vs. 63.1ml/dk GFR,
211.5±366.2mg/dl vs. 116.29±176 mg/dl proteinüri, p=NS)
Sonuç: Covid-19 ilk fazında agresif immunsupresif azaltımı ile böbrek nakli hastalarında, genel olarak
bildirilenden daha düşük mortalite sağlanırken, allogreft fonksiyon ve sağkalım açısından belirgin sorun
yaşanmamıştır. Daha hafif seyreden ikinci fazda daha ılımlı immunsupresif modifikasyon ile ciddi hasta ve
allogreft korunması sağlanabilmiştir.