Türk Nefroloji Diyaliz ve Transplantasyon Dergisi, cilt.24, sa.3, ss.158, 2015 (Düzenli olarak gerçekleştirilen hakemli kongrenin bildiri kitabı)
Böbrek nakli alıcılarında immunsupresif ajanlardan ‘mammalian target of rapamycine (mTOR) inhibitörleri’ ile ilişkili olan anemi erken dönemde ortaya
çıkar; mikrositoz ve düşük demir düzeyleri ile karakterizedir. Etyopatogenezde
demir metabolizması ile ilgili bozuklukların yanısıra, bu grup ilaçların eritroid prekürsörlerinin erken diferansiasyonuna ve azalmış globin sentezine neden
olduğu düşünülmektedir. Bu çalışmada her ikisi de mTOR inhibitörü olan sirolimus ve everolimus kullanan böbrek nakilli hastalarda, posttransplant 1. yılda
anemi gelişimi açısından bir fark olup olmadığı araştırılmıştır.
Çalışmaya merkezimizde böbrek nakli yapılmış ve immunsupresif tedavi olarak
kalsinörin inhibitörü, mikofenoloik asit ve steroid uygulanan, 3. aydan itibaren
ise tedavi protokolünden mikofenoloik asit çıkarılıp yerine mTOR inhibitörü
başlanan 63 hasta dahil edildi. Anemi varlığı, hemoglobin düzeyi erkeklerde 13
g/dl, kadınlarda 12 g/dl değerinin altı olarak kabul edildi. Hastaların 0-3-6-12.
aylardaki greft fonksiyonları ve hematolojik parametreleri incelendi.
Çalışmaya alınan hastalardan 34’ ü sirolimus (grup 1), 29’ u everolimus (grup 2)
kullanıyordu. Bu iki grubun demografik özellikleri ve greft fonksiyonu açısından
fark saptanmadı (yaş: 34.2/33.8 yıl, cins: 22 erkek-12 kadın/19 erkek-10 kadın,
glomerüler filtrasyon hızı: 64.4/63.7 ml/dk, akut red atağı oranı: % 5/% 6 grup 1
ve grup 2 sırasıyla). Her iki grup hastanın demir profilleri de benzerdi. Ortalama
mTOR inhibitörü ilaç düzeyleri sirolimus için 6.2 ng/ml, everolimus için 5.3 ng/
ml idi. Hemoglobin düzey ortalamaları açısından posttransplant ilk günde (0.
ay), 3. ve 6. aylarda herhangi bir farklılık gözlenmedi, ancak 12. ayda sirolimus
kullanan grupta hemoglobin değerlerinin daha düşük olduğu saptandı (hemoglobin erkek hastada: 10.7/12.3 g/dl, hemoglobin kadın hastada: 10.2/11.5 g/dl,
p=0.03, grup 1 ve grup 2 sırasıyla).
Aynı grup iki ilaçtan sirolimusun özellikle uzun dönemde daha derin anemiye
yol açmasında, uzun yarılanma ömrüne sahip olması, günde tek doz verilmesi
nedeniyle, istenilen Co hedef düzeyinde tutulmasına karşın, olası eğri altında kalan düzeyin, kemik iliğini baskılayıcı etkisinin daha güçlü olabileceği düşünüldü.