45. TÜRKİYE ENDOKRİNOLOJİ VE METABOLİZMA HASTALIKLARI KONGRESİ 2024, Antalya, Türkiye, 17 - 21 Nisan 2024, ss.261-262
Amaç: Günümüzde immün kontrol noktası inhibitörleri metastatik melanom başta olmak üzere bazı malignitelerde belirgin klinik faydaları ile kullanılmakta ve sağkalım üzerine olumlu sonuçlar sağlamaktadır. Kontrol noktası inhibisyonunda birincil hedefler arasında Programlanmış hücre ölüm-1 (PD-1), PD-1 ligandı (PD-L1) reseptörleri ve Sitotoksik T-lenfosit-ilişkili antijen 4 (CTLA-4) yer almaktadır. PD-1’i hedefleyen Pembrolizumab çeşitli endikasyonlarda kullanım onayı almıştır. Yaygın kullanımları ile birlikte çeşitli yan etkiler ortaya çıkmaktadır. Endokrinoloji ile ilgili yan etkiler arasında hipofizit nadir görülen fakat ciddi bir yan etkidir. Karmaşık ve değişken klinik belirtileri nedeniyle hipofizit kolayca gözden kaçabilir, tanı ve tedavinin gecikmesine neden olabilir. Yöntem: Burada pembrolizumab ile tedavi edilen metastatik meme kanserli bir hastada gelişen hipofizit olgusu sunulmuştur. Bulgular: 54 yaşında kadın hasta meme kanseri tanısıyla onkoloji kliniğnden takipli olup yaklaşık 1 haftadır devam eden halsizlik yorgunluk bulantı, kusma, bilinç bozukluğu nedeniyle servise yatırılmış. Daha önce meme implant cerrahisi olan hasta 1 ay önce cerrahi işlem gerçekleşen bölgede akıntı ve ateş sebebiyle enfeksiyon hastalıkları kliniğinde yatmış. Hastanın implantı çıkarıldıktan ve uygun antibiyotik aldıktan sonra genel durumu düzelince taburcu edilmiş. Meme kanseri tedavisi için son pembrolizumab dozunu 10 gün önce almış. Yatışı esnasında hastanın fizik muayenesinde genel durumu kötü, yer, zaman ve kişi oryantantasyonu yoktu. Hipotansiyonu (99/56mm Hg) taşikardisi ve taşipnesi olan hastanın laboratuarında sodyum 133 mmol/L, K: 3.1 mg/dl, kalsiyum : 14.5 mg/dl, PTH : 4.5 pg/ml, glukoz 93 mg/dL, serum osmolalite 251 mOsmol/kg, GFR 34 ml/dak. spot idrarda sodyum 68 mEq/L, sabah saat 8 ‘ de alınan kortizol düzeyi 0,5 mcg/dL, ACTH değeri ise <5 pg/ml olarak tespit edildi. Hipofiz MR daha önce çekilmiş olan ile karşılaştırıldığında hipofiz orta hat yükseliğinin 4,2 mm olarak ölçülmüş olup azaldığı görüldü. Bu bulgularla hastaya pembrolizumab ilişkili hipofizit tanısı konuldu. Tedavide hidrokortizon 100 mg olarak iv. başlandı ve her 8 saatte bir devam edildi. İlk 48 saatte hastanın kliniğinde dramatik iyileşme görüldü. Hidrokortizon dozu azaltılarak günde üç kez, 10-5-10 mg olmak üzere oral idame tedavisine geçildi.
Sonuç: Hipofizit olguları genelde ipilimumaba spesifik olarak bildirilmiştir. Anti CTLA-4 anikorları, hastaların
%10 ‘nunda otoimmün hipofizit yapabilmektedir. Ancak Anti PD-1 antikorları ile oldukça nadir bildirilmiştir.
(<1%). Pembrolizumab ile yapılan çalışmadan elde edilen veri tabanında 411 hastanın 2’sinde (%0.5) hipofizit
saptanmıştır. İmmün kontrol noktası inhibitörlerini kullanan hastalarda ciddi halsizlik, bulantı, kusma,
hipotansiyon, hiponatremi gibi semptom ve bulguların hipokortizolemiye bağlı olacabileceği unutulmamalıdır.
Anahtar Kelimeler: immun kontrol noktası inhibitörleri, pembrolizumab, hipofizit