Akademik Veri Yönetim Sistemi
39. Ulusal nefroloji kongresi, Antalya, Türkiye, 9 - 13 Kasım 2022, ss.121
Amaç:Böbrek naklinde, yüksek sensitize donör spesifik antikoru (DSA) olan veya aHÜS gibi yüksek oranda nakil sonrası rekürrens ve allogreft kaybına neden olacak SDBY etyolojisine sahip hastalar, erken dönem allogreft kaybı açısından yüksek risk taşırlar.Bu olgu bildiriminde her iki riske sahip hastaya yapılan başarılı bir böbrek nakline yaklaşım anlatılmıştır.
Olgu: 27 yaşında kadın gebelik sırasında tanı konulan aHÜS nedeniyle 1.5 yıl eculizumab kullanım öyküsü vardı. Canlı donör eşinden preemptif böbrek nakli için başvuran hastanın immunolojik tetkiklerinde CDC-B hücre cross sınır negatif, Flow Crossmatch B-hücre pozitif ve Single Ag testinde 3/6 HLA antijenine karşı DSA saptandı ( HLA-A*01 3867 MFI, HLA-B*37' e karşı 1716 MFI, HLA-DRB1*10' e karşı 4192 MFI). Eculizumab profilaksi ile böbrek nakli planlanan hastanın protokolüne, DSA’lar nedeniyle böbrek naklinden 14 gün önce Rituksumab 375mg/m2 eklendi.Preoperative eculizumab 900mg uygulanıp böbrek nakli yapıldı. Takipte allograft çok iyi fonksiyon gösteren hasta bir hafta sonra 900mg eculizumab uygulanarak bazal kreatinin 0.9mg/dl olarak taburcu edildi. Rutin olarak 15 günde bir 900mg eculizumab önerilen hastanın poliklinik kontrollerinde allograft fonksiyonları stabil seyretti (son kreatinin 0.85mg/dl) .DSA kontrolü için 3 ay sonra çalışılan single Ag Klas 1 ve 2 negatif olarak geldi.
Sonuç: Eculizumab ile sağlanan terminal kompleman inhibisyonu ile hem aHÜS hemde akut antikor aracılı rejeksiyon profilaksisinde iki yönlü fayda sağlanmıştır. Öte yandan rituksimab uzun dönemde DSA üretimini başarılı bir şekilde baskılamıştır. Bu sunulan olguda olduğu gibi çoklu riskleri olan seçilmiş vakalarda güncel monoklonal antikorların kombine kullanımı böbrek nakli başarısı ve allogreft sağkalımını arttırabilir.