Türk Anesteziyoloji ve Reanimasyon kongresi, Antalya, Türkiye, 28 - 31 Ekim 2021, sa.55, ss.806-8
Giriş / Amaç:
Şezlong pozisyonunda yapılan atroskopik omuz cerrahisi sonrası kranial sinir hasarı oldukça
nadir görülen perioperatif komplikasyonlardan biridir1
. Sinir hasarının erken tanısı, intrakranial
kanama, inme gibi ayırıcı tanılar açısından önemlidir.
Olgu:
37 yaşında erkek hasta, ASA I, bilinen sistemik hastalığı yok, sol omuz rototor manşet yırtığı
nedeniyle genel anestezi altında omuz artroskopisi planlanıyor. Postoperatif ağrının azaltılması
için operasyon öncesi %0.25 Bupivacaine 20 ml ile ultrason yardımlı interskalen blok
yapılıyor. Blok sırasında herhangi bir komplikasyon yaşanmıyor. Genel anestezi indüksiyonu
sonrası tek seferde 8.0 mm endotrakeal tüple entübe ediliyor. Hasta şezlong pozisyonuna alınıp,
baş ve çene sabitleniyor. Standart monitorizasyon yanında serebral oksijen saturasyonuda
monitorize ediliyor. İntraoperatif stabil seyreden hasta uyandırılıyor. Postoperatif dönemde dilde
ağırlaşma, konuşmada peltekleşme ve yutma güçlüğü tarif eden hastanın, muayenesinde dilde
blok yapılan tarafa lateralizasyon görülüyor. Nöroloji konsültasyonu sonrası çekilen kranial MR
normal bulunurken, nörolojik muayeneyle sağ hipoglossal sinir palsisi tanısı konuyor. Oral B
vitamini tedavisi ile taburcu ediliyor. 3 hafta sonra hasta dilini mobilize edebilsede deviasyon
tam olarak düzelmiyor. 8 hafta sonra semptomların düzeldiği hastanın dilini tamamen kontrol
edebildiği görülüyor. Tartışma / Sonuç: Hipoglossal sinir dil kaslarını inerve eden, yutma ve konuşma
fonksiyonlarını sağlayan saf motor sinirdir. Anestezi kaynaklı hipoglossal sinir hasarı,
interskalen blok, entübasyon travması, endotrakeal tüp veya laringeal maske basısı veya
pozisyon kaynaklı olabilir2
. Postoperatif semptomlar inme veya intrakranial kanamayı taklit
edebilir, bu nedenle ayırıcı tanı önemlidir. Hastamızda dilin blok yapılan tarafa lateralize olması,
o tarafta sinirin intakt olduğunu, kontralateral sinir hasarı olduğunu göstermektedir. Bu da
hasarın bloğa bağlı değil, pozisyonel veya kompresyon kaynaklı olduğunu düşündürmüştür.
Şezlong pozisyonunda en önemli basamak başın tespitidir. Artroskopik cerrahide omuza
yapılacak manevralar sırasında özellikle başın ve çenenin sabitlendiği olgularda başın
pozisyonunun değişebileceği akılda tutulmalıdır3
. Sinir yaralanmaları nöropraksi şeklinde ve
genellikle agresif traksiyon, direkt yaralanma veya kompresyon kaynaklıdır4
. Reversible olması
yüz güldürücüdür ancak hastanın 6 aya kadar konuşma ve yutma güçlüğü
yaşayabilmesi nedeniyle sosyal sorunları beraberinde getirmektedir.