Renal transplant hastalarında düşük Doz valgansiklovir profilaksisinin Sitomegalovirüs reaktivasyonuna etkisi


Ruhı C., Dönmezer Ç., Haliskaranfil M., Mutlu A. U., Köksal İ.

12. Türkiye EKMUD Bilimsel Kongresi, Antalya, Türkiye, 18 - 22 Mayıs 2024, cilt.13, ss.51

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Cilt numarası: 13
  • Basıldığı Şehir: Antalya
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.51
  • Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Giriş: Sitomegalovirüs (CMV), solid organ transplant (SOT) alıcılarında

hastalık ve mortalitenin en önemli sebeplerinden biridir. SOT alıcılarında

ilk 3 ayda verilen profilaksi ile CMV hastalığı riskinin azaltılması

amaçlanmaktadır. Türkiye’de CMV seroprevalansı yüksektir (%96,4).

Renal transplant alıcılarında valgansiklovir profilaksisi sonrası klinik

takip temel stratejilerden biri olmasına rağmen ilaç dozları hakkında

farklı görüşler mevcuttur. Renal transplantasyon oranının yüksek

olduğu hastanemizde valgansiklovir ile standart doz profilaksiye kıyasla,

renal toksisitesi nedeniyle düşük doz profilaksi tercih edilmektedir. Bu

retrospektif çalışmada glomerüler filtrasyon hızına (eGFR) göre standart

doz (450-900 mg/gün) ile düşük doz (450 mg/gün) valgansiklovir verilen

hastalarda, profilaksinin sürdürülebilirliği ve reaktivasyon oranları,

CMV enfeksiyonu, CMV hastalığı, greft kaybı ve mortalite insidansları

karşılaştırılması yapıldı.

Gereç ve Yöntem: Bu retrospektif çalışmada, 2018-2023 yılları arasında

böbrek nakli olan yetişkin 403 hastanın verileri incelendi. Yüz on yedi

hasta 3 aydan kısa süre profilaksi alması nedeniyle çalışmadan çıkarıldı.

Üç ay profilaksi alan orta riskte serolojiye sahip (D+/R+) 286 hastanın

verileri iki grupta incelendi. eGFR’ye göre 1x900 mg veya 1x450 mg

valgansiklovir başlanmış olan 128 hasta grup 1’de, eGFR >60 iken

1x450 mgr başlanmış olan 158 hasta grup 2’de yer aldı. CMV hastalığı

düşünülen olgularda CMV-DNA-PCR ile analiz edildi.

Bulgular: Grup 1’deki hastaların 12’si profilaksi süresince valgansikloviri

1x900 mgr olarak almıştı. Diğerlerinde ise başlangıçta ya da profilaksi

sırasında eGFR 60’ın altına gerilediği için 1x450 mgr dozda başlandı

veya düşürüldü. Bu gruptaki 7 hastada CMV enfeksiyonu ve bir hastada

CMV pnömonisi görülürken, bir hasta bakteriyel pnömoni nedeniyle

eksitus oldu. Hiçbirinde kronik greft rejeksiyonu olmadı. Grup 2’de 6

hastada CMV enfeksiyonu gözlendi. Toplam 13 hastada kadavra kaynaklı

nakil vardı. Aktivasyon olanların tamamında koroner arter hastalığı/

hipertansiyon, %42’sinde diabetes mellitus, birinde siroz, birinde

kadaverik transplantasyon öyküsü, birinde CMV ilişkisiz greft kaybı

vardı. İki grup arasında CMV reaktivasyonu açısından istatistiksel olarak

anlamlı fark görülmedi (p=0,339) (Tablo 1).

Sonuç: Standart doz ve düşük doz profilaksi alan hastalar arasında CMV

aktivasyonu açısından farklılık saptanmadı. Standart doz profilaksi alan

hastaların çoğunluğunda eGFR’de düşüş görüldüğünden doz azaltımına

gidilmesi, orta riskli hastalarda yüksek doz valgansikloviri tartışmalı

hale getirmiştir. Maliyet ve yan etkiler dikkate alındığında kadavradan

böbrek naklinin sınırlı olduğu ve genellikle yakın akrabaların donör

olduğu ülkemizde orta risk grubu renal nakil alıcılarında, düşük doz

profilaksiler, standart doz profilaksilerin yerini alabilir.

Anahtar Kelimeler: Profilaksi, renal transplant, sitomegalovirüs