20. Ulusal Pediyatrik Kardiyoloji ve Pediyatrik Kalp Cerrahisi Kongresi, Antalya, Türkiye, 10 - 13 Mart 2022, ss.422-423, (Özet Bildiri)
Giriş ve Amaç: Lateralite anomalileri neredeyse her zaman ciddi kardiyak anomalilerle ilişkilidir. 4 tip lateralite
anomalisinin demografik özellikleri, prosedürlerin tipi, ilişkili anomaliler, erken ve orta dönem prognozları analiz
edildi.
Yöntem: Temmuz 2014 ile Temmuz 2020 arasında lateralite anomalisi olan toplam 64 hasta kaydedildi. Hastaları
situs solitus dekstrokardi (SSD) (n=12;18.7%); situs inversus (Sİ) (n=16; %25); sağ atriyal izomerizm (RAİ)
(n=29; %45,3) ve sol atriyal izomerizm (LAİ) (n=7; %10,9). Total Anormal Pulmoner Venöz Dönüş (TAPVD)
sadece RAI grubunda (%31) mevcuttu. Mitral veya triküspit atrezi insidansı SSD grubunda daha yüksekti (%25).
Tüm hastalar ortalama 19,06±17,6 (0,1-72) ay takip edildi.
Bulgular: Erken postoperatif mortalite, 107 işlemde (%15.8) 17 hastada görüldü. On iki hasta yenidoğan
dönemindeydi. İzole duktal stentlemeden sonra 10 hastanın tamamı hayatta kaldı. Ölümlerin 14'ü RAI
grubundaydı (%48,3). 3 yıllık sağkalım oranları LAİ'de %85, Sİ'da %78.7, SSD'de %55,8 ve RAİ gruplarında %38
idi. Çok değişkenli Cox regresyon modeline göre, mekanik ventilasyon, böbrek hasarı, RAİ ve neonatal dönemdeki
kompleks cerrahi erken mortalite için bağımsız risk faktörleriydi.
Sonuç: Lateralite anomalileri, yaygın olarak univentriküler fizyolojiye sahip en zorlu hastalardan biridir. En
yaygın anomali RAİ idi ve RAİ en kötü sonuca ve hayatta kalma oranına sahipti. Duktal stent uygun hastalarda
yenidoğan döneminde kabul edilebilir bir ilk müdahaledir. Kompleks prosedürler yenidoğan döneminde yüksek
ölüm riski taşıyabilir.
Anahtar Kelimeler: Anormal lateralite, doğuştan kalp hastalığı, dekstrokardi, heterotaksi sendromu, izomerizm