Konjenital Kalp Cerrahisi Sonrasında Gelişen Junctional Ektopik Taşikardilerin Önlenmesinde Deksmedetomidinin Rolü


ALTUN D., DOĞAN A., ARNAZ A., TÜRKÖZ R., YALÇINBAŞ Y. K., OKTAY A., ...Daha Fazla

18. Ulusal pediatrik kardiyoloji ve kalp cerrahisi kongresi, Antalya, Türkiye, 11 Nisan 2019

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Antalya
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Giriş-Amaç: Postoperatif aritmiler konjenital kalp cerrahisi sonrasında gelişen mortalite ve morbiditenin önemli nedenlerindendir. Ritim bozuklukları normal bir kalpte iyi tolere edilebilirken, bu hastalarda erken postoperatif dönemde oluştuğunda ciddi hemodinamik sorunlara yol açabilmektedir. Deksmedetomidin, respiratuar depresyona neden olmadan sedatif, anksiyolitik, analjezik etki gösteren α2-adrenerjik reseptör agonisti olup postoperatif aritmi insidansını da azaltması nedeniyle konjenital kalp cerrahisi sonrasında kullanımı yaygınlaşmıştır. Pediyatrik hastalarda kullanımının güvenli olması, kardiyak stabiliteyi bozmaması, atriyal veya ventriküler aritmiler üzerine olumlu etkisinin olması nedeniyle diğer sedatif-analjezik ajanlara oranlara daha çok tercih edilmektedir. Bu sunumumuzda, konjenital kalp cerrahisi sonrasında junctional ektopik (JET) taşikardi tedavisinde deksmedetomidin kullandığımız 7 olgumuzu sunduk. Gereçler ve Yöntem: Çalışmamıza konjenital kalp cerrahisi sonrasında yoğun bakım servisimizde takip ettiğimiz, hem sedasyon/analjezi amaçlı ve hem de JET tedavisi nedeniyle deksmedetomidin alan hastalar dahil edildi. Çalışmamızın primer sonlanma noktası bradikardi ve hipotansiyon oluşumu olup hiçbir hastamızda rastlanmadı. Hastalarımızda postoperatif erken dönemde JET/SVT oluşması nedeniyle sedasyon/analjezi amaçlı öncelikli olarak 0.2-0.7 mcg/kg/st dozunda deksmedetomidin infüzyonu başlandı, 24 saat devam etti. İlaç infüzyon hızı belirlenen üst sınıra yükseltildiği halde; RSS>4, CHEOPS>7 olduğunda tüm hastalara 0.03 mg/kg ek doz morfin uygulandı. Bradikardi gelişimini önlemek için yükleme dozu kullanılmadı. Hastalardaki kalp hızı, ortalama arter basınçları, solunum sayısı, vücut ısısı, ağrı skorları (CHEOPS), sedasyon skorları (RSS) ile antiaritmik ihtiyacı olup olmadığı kaydedildi. Bulgular: Çalışmaya 7 hasta dahil edildi, n:3 fallot tetralojisi, n:3 ventriküler septal defekt, n:1 complet atrioventriküler septal defekt. Hastaların demografik verileri benzerdi (Tablo I). Ortalama arter basınçları, solunum sayısı, periferik oksijen saturasyonları, CVP, vücut ısıları normal sınırlardaydı (p>0.01). CHEOPS ve RSS skorları benzerdi. Hiçbir hastanın antiaritmik ihtiyacı olmadı. Mekanik ventilatör süresi ve yoğun bakım kalış süresi bakımından hastalar arasında fark saptanmadı (p>0.01). Hastaların kalp hızlarında deksmedetomidin infüzyonuyla birlikte düşme izlendi, ancak normal sınırlar içerisindeydi (Tablo II) (Figür I). Tartışma ve Sonuç: Deksmedetomidin, pediyatrik hastalarda sinüs düğümünü ve atriyoventriküler nodal fonksiyonları baskılar. Çalışmamızın ön sonuçlarına göre deksmedetomidinin JET’i önlemede herhangi bir yan etki görülmeden etkili olduğu görülmüştür. Klinik deneyimlerimize dayanarak, konjenital kalp cerrahisi sonrasında JET tedavisinde klasik antiaritmikler ve potansiyel komplikasyonları göz önüne alındığında, analjezik/sedatif etkinliği de olan deksmedetomidinin güvenle kullanılabileceği kanaatindeyiz.

Anahtar Kelimeler: Deksmedetomidin, konjenital kalp cerrahisi, kalp cerrahisi yoğun bakım, junktional ektopik taşikardi