Sepsis hastalarında gelişen karaciğer işlev bozukluğu ve mortaliteyi etkileyen faktörler


rustamova n., Onder O., BAHŞİ Ş., ÇAKAR N., Yapali S., Turkel K. N., ...Daha Fazla

12.Ulusal hepatoloji Kongresi, Antalya, Türkiye, 1 - 05 Mayıs 2019

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Antalya
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi Adresli: Evet

Özet


AMAÇ


 Sepsis ve septik şok hastalarında karaciğer hasarının patofizyolojisini açıklayan çalışmalar olmasına rağmen mortaliteyi artıran nedenler bilinmemektedir. Çalışmamızda yoğun bakımda yatan sepsis tanılı hastalarda karaciğer işlevlerinin bozulmasının prognoza etkisi ve mortaliteyi predikte eden faktörler araştırıldı.   


 


HASTALAR VE METOD


 Çalışmamızda 2013-2018 tarihleri arasında erişkin Kalp ve Damar Cerrahisi, Dahili ve Cerrahi Yoğun Bakım Ünite’lerinde (YBÜ) takip edilen 18 yaş üstü hastalar retrospektif olarak değerlendirildi. Sepsis ve septik şok tanısı Sepsis-3 kriterlerine göre tanımlandı. Toplam 1733 hastanın tıbbi kayıtları incelendi. İmmunsüpresyon, primer veya sekonder karaciğer hastalıkları, karaciğer yaralanmasi, ekstrahepatik kolestaz dışlandı. Karaciğer işlev bozukluğu olan 32 (Hasta grubu) ve olmayan 61 (Kontrol grubu) sepsis tanılı hastanın  verileri analiz edildi. Sepsis karaciğeri tanısı Hepa-SOFA skoru ile  tanımlandı. Sepsis veya septik şok tanılı hastaların klinik ve laboratuvar değerlendirmeleri retrospektif olarak incelendi. Hastaların enfeksiyon odağı, kronik hastalıkları, yatış süreleri, kültürlerdeki üremeleri, karaciğer dışı organ bozuklukları, laboratuvar verileri ve  antibiyotik tedavileri değerlendirildi.  


 


BULGULAR


 Grupların yaş, cinsiyet, kronik komorbiditeleri arasında fark tespit edilmedi, hasta grubunda renal replasman tedavisi gereksinimi kontrol grubuna göre anlamlı derecede yüksek bulundu. Hasta grubunda, kontrol ile karşılaştırıldığında asidoz, laktik asidoz, çoklu bakteri üremesi (persistan bakteriyemi) daha sık görüldü. Laboratuvar verilerinde hemoglobin ve trombosit hasta grubunda daha düşük, prokalsitonin ve SOFA skoru daha yüksek bulundu. Pozitif inotrop ilaç kullanımı hasta grubunda daha yüksek bulundu. Sepsis süresi ve YB yatış süresi hasta grubunda fazla bulundu.


Laboratuvar verilerinin ROC analizinde, total bilirubin ≥1.6 mg/dl olanlarda %65 duyarlılık ve %92 özgüllük ile sepsiste karaciğer disfonksiyonu geliştirmesinin öngörülebileceği bulundu. INR >1.25 değerinin %74 duyarlılık ve %74 özgüllük  ile mortaliteyi öngörmekte yardımcı olduğu bulundu.(Tablo 1)


 


Lojistik regresyon analizine göre mortaliteyi etkileyen faktörlere bakıldığında vakalarda doğru antibiyotik seçimi  [Odds oranı 141 (5,4 – 3698); p=0,003] ve sepsis karaciğeri tanısı olması [96 (6,2-1495); p=0,001] mortaliteyi etkileyen bağımsız faktörler olarak öne çıktığı görüldü.(Şekil 1)


 


SONUÇ :Total bilirubin ve INR düzeylerindeki yükselmenin erken fark edilmesi sepsis karaciğerini erken tespit etmede faydalı olabilir. Septik karaciğer hasarını ve mortaliteyi etkileyen en önemli faktör ampirik antibiyotik seçimlerinin etkeni tedavi etmekte yetersiz kalmasıdır. Mevcut laboratuvar yöntemleri ile erken dönemde sepsise neden olan ajanın tespit edilmesi mümkün olmamaktadır. Mortalitenin azaltılabilmesi için ampirik antibiyotik seçimi protokollerinin gözden geçirilmesi ve sepsise neden olan ajanların daha kısa sürede tespit edebilecek yöntemlerin geliştirilmesi gerekmektedir.   


 


Anahtar kelime: Sepsis, Septik Şok, Sepsis nedenli karaciğer disfonksiyonu, ampirik antibiyotik