Shear Wave Elastografinin Solid Meme Kitlelerinin Tanı ve Takibindeki Rolü


Aribal M. E. , Buğdayci O., Kaya H., Özdemir B.

Diğer Resmi Kurumlarca Desteklenen Proje, 2015 - 2018

  • Proje Türü: Diğer Resmi Kurumlarca Desteklenen Proje
  • Başlama Tarihi: Mayıs 2015
  • Bitiş Tarihi: Aralık 2018

Proje Özeti

Amaç: Çalışmamızda meme biyopsisi yapılan lezyonların Shear Wave Elastografi ile değerlendirmesi ve elastografi değerleri ile immunohistokimyasal parametreler arasındaki ilişkinin araştırılması amaçlanmıştır.

Yöntem: Çalışmamıza herhangi bir yöntem sonucu meme biyopsisi kararı alınan 419 hasta dahil edilmiştir. Hastalara biyopsi öncesi gri skala ultrasonografi, renkli Doppler ve shear wave elastografi yapılmıştır. Gri skala ultrasonografide lezyon yeri, boyutu, şekli, oryantasyonu, kenar özellikleri, iç eko yapısı, posterior eko özellikleri değerlendirildi. Doppler incelemesinde lezyonların vaskülaritesi değerlendirildi. Shear wave elastografide her lezyondan en az dört ölçüm yapılacak şekilde lezyonların maksimum ve minimum elastografi değerleri ölçüldü. Lezyonların heterojenitesini değerlendirmek için ortalama maksimum elastografi değeri ile ortalama minimum elastografi değerleri arasındaki fark hesaplandı. Elde edilen ölçümler lezyonların biyopsi sonuçlarıyla birlikte prospektif olarak değerlendirildi. 

Bulgular: Çalışmamıza dahil edilen 419 lezyonun histopatolojik olarak 182’si malign, 237’si benign olarak raporlandı.   Malign lezyonlarda en sık alt tip invaziv duktal kanser saptandı (163). Çalışmamızda malign lezyonların tüm elastografi değerleri benign olanlara göre yüksek bulundu (Malign lezyonlarda Emax 165,95 kPa, benign grupta ortalama 72,73 kPa). Maligniteyi belirlemede Eminort. eşik değeri 17,73 alındığında duyarlılık %60,44, özgüllük %61,02 olarak bulunmuştur. Emaxort. eşik değeri 78,68 alındığında duyarlılık %75,27, özgüllük %73,00 olarak bulunmuştur. Emax-Emin eşik değeri 29,25 alındığında duyarlılık %65,93, özgüllük %81,85 bulunmuştur. Emax değeri baz alındığında daha olumlu değerler elde edilmiştir.

İmmunohistokimyasal parametrelere bakıldığında östrojen ve progesteron reseptörü pozitif tümörlerde hormon reseptör negatif gruba göre ortalama maksimum ve minimum elastografi değeri yüksek bulunmuştur. Her-2 reseptör durumu ve Ki-67 proliferasyon indeksi ile elastografi değerleri arasında istatiksel anlamlı ilişki saptanmadı. SWE değerleri ile immünohistokimyasal alt gruplar arasında anlamlı ilişki bulunmamıştır. 

Sonuç: SWE gri skala USG’ ye katkıları nedeni ile meme kanseri tanısında günlük pratikte kullanılabilecek önemli bir görüntüleme aracı olarak görünmektedir. Tanısal değer olarak Emax değerinin Emin değerine göre daha olumlu sonuçlar verdiği ve dolayısıyla değerlendirme yaparken Emax değerlerinin ön planda tutulması faydalı olacaktır.