X’e Bağlı Agamaglobulinemi’de Lentiviral Gen Terapinin Preklinik Uygulamaları


Hatırnaz Ng Ö., Özbek U., Sayitoğlu M., Ng Y. Y.(Yürütücü), Kıykım A.

Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) Araştırma Projesi, 2021 - 2022

  • Proje Türü: Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) Araştırma Projesi
  • Başlama Tarihi: Haziran 2021
  • Bitiş Tarihi: Haziran 2022

Proje Özeti

Günümüzde XLA hastalığı için etkin bir tedavi seçeneği bulunmamaktadır. Bu çalışmanın ana amacı, en sık görülen immün yetmezlik olan XLA hastalığının tedavisinde kullanılabilecek bir gen terapi yönteminin preklinik uygulamasının gerçekleştirilmesidir. Önceki çalışmalarımızda kodon-optimize BTK geni taşıyan SIN-lentiviral vektörlerle muamele edilmiş BTK-/- fare hücreleri, yine XLA fare modeline verilerek B-hücre hasarı düzeltilmiştir, aynı vektörler BTK varyantı taşıyan hasta hücreleri muamele edildiğinde NOD/SCID farelerde de umut veren sonuçlar elde edilmiştir. Planlanan çalışmada ise yine aynı lentiviral-vektörler ile in vitro olarak transfekte edilmiş XLA hasta kök hücrelerinin, NSG fare modeli kullanılarak, hem sonuçlarının geliştirilmesi hem de bir önceki fare modelinden kaynaklanan kısıtların ortadan kaldırılarak XLA hastalığına karşı kullanılabilecek bir gen terapi yönteminin preklinik çalışmalarının tamamlanması amaçlanmaktadır. Bu amaca yönelik olarak;

  1. kodon optimize BTK geni taşıyan ve kendini baskılayabilme özelliğine sahip lentiviral vektörlerin yüksek titrasyonla üretilmesi 

  2. NSG fare modelinde, insan CD34 pozitif kök hücrelerin gen terapi uygulaması kullanılarak B-hücre hasarının düzeltilmesi, Ig düzeylerinin normal seviyelere yükseltilmesi ve hafıza B hücrelerinin yeniden oluşması,

  3. viral entegrasyon bölgelerinin belirlenerek, insersiyonal mutagenez riski ve klinik kullanım öncesi, yöntemin güvenilirliği değerlendirilmesi hedeflenmektedir. 


Çalışmamız, ülkemizde bu alanda yapılacak ilk çalışma olması açısından önem taşımaktadır. Dünyada ise bu alanda yapılan çalışma sayısı sınırlıdır. Tüm bu çıktılar neticesinde klinik çalışmalara temel oluşturabilecek bir tedavi modelinin geliştirilmesi sağlanmış olcak, bu tedavi yönteminin klinik uygulamaya geçebilmesi için ön veriler sağlanmış olacaktır.