Erdoğan S. B., Güntekin B., Hanoğlu L.(Yürütücü)
TÜBİTAK Projesi, 2017 - 2020
Demans hastalarının sosyal ilişkilerinde görülen bozulmaların en önemli sebeplerinden biri, soyut düşüncenin bozulması ve buna bağlı olarak konuşulan soyut dilin anlaşılmasının bozulmasıdır. Demans kliniklerinde ayırıcı tanı olarak soyut dil hasarlarının atasözleri ve deyimler üzerinden değerlendirilmesi yaygın bir uygulamadır. Alzheimer hastalığına (AD-Alzheimer Disease) benzer olarak, diğer demans hastalıklarında düz olmayan dilin (nonliteral) anlaşılmasında hasar olduğu bilinmektedir. Bununla birlikte, hem AD de hem diğer demanslarda metafor dilindeki hasara dair yapılan çalışmalar oldukça kısıtlı ve bu defisite karşılık gelen nöral yapılara dair herhangi bir nörogörüntüleme analizi içermemektedir.
Metafor dili, düz olmayan diller sınıflamasına girer. Düz olmayan dil ile ilgili olan çalışmaların büyük bir kısmı metafor dili üzerinden yürütülmektedir. Lakoff’un 1980’lerde bilişsel dilbilim çalışmalarında ses getiren tezine göre, metafor dili yalnızca dilsel bir materyal olmanın ötesinde soyut düşüncenin temelinde yer alır . Bu anlamda, metafor dilinin düşüncenin nöral altyapısı ile birlikte inşa olunduğu düşünülmekte ve soyut düşüncenin çalışılması için metafor dilinin uygun bir zemin olduğu savunulmaktadır.
Metafor dilinin nöral altyapısınına yönelik literatür çalışmalarını lezyon çalışmaları, sağlıklı gönüllülerde gerçekleştirilen OİP (Olaya İlişkin Potansiyeller), nörogörüntüleme çalışmaları ve nörospikiyatrik hastalarda gerçekleştirilen çalışmalar olarak sınıflandırabilir. OİP çalışmaları metafor dilini kalıplaşmış (conventional) ve yeni (novel) metaforlar üzerinden ele almaktadır. Sağlıklı gönüllülerle gerçekleştirilen OİP çalışmalarında metafora spesifik olarak P200 amplitüdunda azalma ve N400 amplitüdunda büyüme, P600 amplitüdunda artma görülmektedir. Nöropsikolojik hastalıklarla yapılan çalışmalar (Otizm, Parkinson, Alzheimer vb.) bir takım davranışsal testler ve nörogörüntüleme yöntemleri ile gerçekleştirilmektedir. Nörogörüntüleme çalışmalarında lateral ve medial frontal bölgelerde ve tempora-parietal bölgelerde düz dile kıyasla artmış aktivite bulunmaktadır.
Sonuç olarak, metafor dilinin anlaşılmasının Alzheimer hastalığında bozulduğu bilinmekle birlikte, bu defisite karşılık gelen aktivite kaybına ait nörogörüntüleme çalışması yapılmamıştır. Frontotemporal demansın davranışsal varyantında (dFTD) sosyal ilişkilerin bozulmasında soyut dil hasarının etkisi bilinse de özelde metafor dili bu hasta gruplarında çalışılmamıştır. Bu amaçla bu çalışmada, bellek çekirdekli bozulma görülen Alzheimer hastalarında hasar kalıplaşmış metaforların anlaşılmasında, frontal merkezli bozulma görülen dFTD hastalarında ise yeni metaforların anlaşılmasında beklenmekteyiz. Bu duruma karşılık gelen elektrofizyolojinin OİP ile saptanması, sağlıklı kontroller ile olan farkının tespit edilmesi ve beyindeki lokalizasyonun NIRS (Near Infrared Spectroskop/Yakın Kızıl Ötesi Spektroskopi) ile görüntülenmesi amaçlanmaktadır.